Anne ve babaların, çocuklarının gelişimine katkıda bulunabilmelerine engel olan en büyük etken onları çok sevmesi ve bağımlı olmalarıdır.
iloscan
12 Haziran 2025 Perşembe
11 Aralık 2024 Çarşamba
5 Aralık 2024 Perşembe
22 Kasım 2024 Cuma
28 Ağustos 2024 Çarşamba
18 Mayıs 2024 Cumartesi
14 Mayıs 2024 Salı
1 Ağustos 2020 Cumartesi
sizin istemenizle
sizin kızmanızla
sizin sevincinizle
sizin kavganızla
sizin davanızla
hiç bir şey değişmeyecek
bilmediklerimiz üstüne kurulmuş bir sistem var
bu sistemi bizim oylarımızla kurdular
bu sistemi bizleri aldatarak kurdular
sahnelenen olayları ve kişileri gözümüze sokarak
bu sistemi yönetiyorlar
olaylara ve kişilere takılmayın
sistemi sorgulayın ( akıllı olun akıllı )Enable Ginger Cannot connect to Ginger Check your internet connection
or reload the browser Disable in this text field Edit Edit in Ginger Edit in Ginger ×
sizin kızmanızla
sizin sevincinizle
sizin kavganızla
sizin davanızla
hiç bir şey değişmeyecek
bilmediklerimiz üstüne kurulmuş bir sistem var
bu sistemi bizim oylarımızla kurdular
bu sistemi bizleri aldatarak kurdular
sahnelenen olayları ve kişileri gözümüze sokarak
bu sistemi yönetiyorlar
olaylara ve kişilere takılmayın
sistemi sorgulayın ( akıllı olun akıllı )
or reload the browser
HİÇBİR ŞEY OLMADAN DÜŞÜNEMEZSİNİZ
DÜŞÜNEMEZSENİZ DOĞRU KARAR VEREMEZSİNİZ.
DÜŞÜNMENİZ İÇİN BİRŞEYLERE İHTİYACINIZ VAR
SİZİ DÜŞÜNCELERE GARKEDENLERİN KIYMETİNİ BİLİN.Enable Ginger Cannot connect to Ginger Check your internet connection
or reload the browser Disable in this text field Edit Edit in Ginger Edit in Ginger ×
DÜŞÜNEMEZSENİZ DOĞRU KARAR VEREMEZSİNİZ.
DÜŞÜNMENİZ İÇİN BİRŞEYLERE İHTİYACINIZ VAR
SİZİ DÜŞÜNCELERE GARKEDENLERİN KIYMETİNİ BİLİN.
or reload the browser
14 Haziran 2020 Pazar
4 Mayıs 2020 Pazartesi
30 Nisan 2020 Perşembe
27 Nisan 2020 Pazartesi
27 Ocak 2020 Pazartesi
18 Ocak 2020 Cumartesi
16 Ocak 2020 Perşembe
15 Ocak 2020 Çarşamba
14 Ocak 2020 Salı
13 Ocak 2020 Pazartesi
3 Kasım 2019 Pazar
Herseyden once insan istemeli, insanlari mevcut sistemin sahiplerinin
istedikleri disindakilerini ister duruma getirmeli, insan olmak, mutlu olmak,
sevmek, sevilmek, ahlak, dogru, yanlis, iyi, guzel,….. hepsinin tanimi insani
hedefleyecek sekilde yeniden yapilmali ve bu tanimlar kati olarak korunmali, insanlara
insan olma , mutlu olma hedeflettirilmeli ve bu hedefe yonelik egitilmeli.
19 Ekim 2019 Cumartesi
29 Temmuz 2019 Pazartesi
12 Aralık 2018 Çarşamba
8 Aralık 2018 Cumartesi
4 Aralık 2018 Salı
1 Aralık 2018 Cumartesi
22 Kasım 2018 Perşembe
4 Kasım 2018 Pazar
30 Ekim 2018 Salı
26 Ekim 2018 Cuma
1 Ekim 2018 Pazartesi
29 Eylül 2018 Cumartesi
23 Ağustos 2018 Perşembe
HEPİMİZİN BİR YERLERİ EKSİK
HEPİMİZ AYNIYIZ ASLINDA
NASIL OLMASIN Kİ
AYNI EĞİTİM(SİZLİK) SİSTEMİNDEN
AYNI TOPRAKTAN
AYNI SUDAN
AYNI ACILARDAN
AYNI NİNNİLERDEN
AYNI ANENELERDEN
AYNI HİKAYELERDEN GELİYORUZ.
AZ DA OLSA KENDİNİ EĞİTENLERİMİZ DE
HIRSLARINA YENİLİP GİDİYOR
YAZIK. AMA ÇOK YAZIK.
ŞU MEMLEKETİN GÜNDEMİNE, KONUŞTUKLARIMIZA
GAVURLAR KIÇI İLE GÜLÜYOR
HEMDE BİLMEM KAÇ IŞIK YILI UZAKTAN.
28 Temmuz 2018 Cumartesi
Tarih 3 Haziran 1963'tü..
O gün Nazım Hikmet ölmüştü..
Can Yücel BBC Türkçe Radyosunda spikerdi..
Nazım'ın ölümünü dinleyicilere duyurma görevi ondaydı...
"Ben bunu okuyamam.. Ben Nazım'ın ölümünü kabul edemem" dedi..
Haberi okumadı...
O gün hiç çalışmadı..
Radyo da yayın yapamadı..
Ertesi gün görevinden istifa ederek, memlekete döndü..
*. *. *
Bakan çocuğuydu..
Cumhuriyet döneminin en önemli bakanlarından birinin hem de..
Çok bakan çoğundan farklıydı..
Çünkü hep geçim sıkıntısı çekti..
Basit yaşamayı seçti..
Malvarlığını soranlara şöyle açıkladı..
1- Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen..
2- Gökyüzünde bir bulut..
3- Bitlis’te beş minare..
4- Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili..
5- Islıkla çalınabilen beş anonim türkü..
6- Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı..
7- Palandöken’de bir palan, bir döken..
8- Kastamonu’nda üç kasto..
9- Üç fay hattı..
10- Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma..
11- Dünyada mekân..
12- Ahirette iman..
13- Denizde kum..
14- Bir çuval gazoz kapağı..
15- Bir kibrit kutusu sigara izmariti..
16- Biri İngilizce, 6 adet küfür..
17- Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht..
18- Anne babadan kalma, yarısı yaşanmış bir ömür..
*. *. *
Türkçe'nin en matrak, en lafını esirgemeyen şairiydi..
Cemal Süreya, onun için “Can Yücel kadar değişik teknikler kullanmış bir başka şairimiz yoktur” derdi..
Şiirlerinde resmen ayar verirdi..
Ağır küfürler ederdi..
“Küfür ve argoyu halk kullanıyor. Yazdığımız şey, halkın nabzı ve ağzı olduğuna göre, küfür de kendiliğinden katılıyor işin içine. Aslında küfür bir özgürlük davasıdır” derdi..
Özgürlüğünü mısralara dökerdi.
“Şiirlerinde küfür etme diyorlar usûlsüz,
Lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz?”
Her şiirinde kendi ifadesiyle nasıl gol atacağının peşindeydi..
O, Türk şiirinin santrforuydu..
* * *
Şairliğinin yanı sıra, Almanca, İngilizce, Latince ve Yunanca bilirdi..
Çok çeviri yaptı..
Çevirileri başına iş açtı..
12 Mart muhtırasında Mao ve Che çevirileri için içeri attılar..
1974'te genel af ile özgür kalabildi.
Toplumsal sorunları hep gündeme getirdi..
Çarpık düzene mutlaka söyleyecek sözü vardı..
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Türk, öğün, çalış güven! demiş a,
Şimdilerde çalışan parasız, pulsuz
Çalışıyor paralıya
Güvenen varsa, parasına güveniyor
Üstyanı öğün babam öğün!
Dövün babam, dövün!"
*. *. *
Edebiyat kadar içkiye de düşkündü..
İyi rakı içerdi..
“İçim rakı, dışım su" derdi.
Nasıl rakı içileceğini de şöyle mısralara dökerdi.
"Rakı sofrasında susulmaz arkadaş,
Hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın..
Arınacaksın gururundan, paşa gibi.
Şerefe ulan diyeceksin..
Şerefsiz Dünyaya inat şerefimize,
Kırar gibi tokuşturup kadehleri,
Gırtlağınla seviştireceksin meyleri..
Gömeceksin kendini şişelerin dibine, ölür gibi
içeceksin!..
Öleceksin arkadaş..
Oturtacaksın karşına geçmişini,
Güle güle küfür edeceksin...
Unutacaksın, unutur gibi içeceksin !
"İçiyorsan Rakıyı öve öve,
Söve söve kusacaksın ne varsa içinde.."
*. *. *
Gırtlak kanserine yakalandığında dostları artık dinlenmesini söyledi..
“Ben şairim, fil değilim.. Azrail'i bir köşeye çekilip bekleyemem. Meydanlarda ölmeliyim" dedi..
"Ömür dediğin üç gündür,
Dün geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür..
O da bugündür." der gibi..
*. *. *
17 yıl önce öldü..
Şiir söyleyerek, rakı içerek, küfür ederek..
Vasiyeti üzerine çok sevdiği Datça'da gömüldü..
"Beni kuzum Datça’ya gömün.
Geçin Ankara’yı, İstanbul’u!.
Oralar ağzına kadar dolu..
Alabildiğine pahalı..
Örneğin Zincirlikuyu’da
Bir mezar 750 milyona..
Burası nispeten ucuz..
Ortada kalma ihtimali de yok..
Hayır dua da istemez..
Dediğim gibi, beni Datça’ya gömün..
Şu deniz gören mezarlığın orda..
Gömü sanıp deşerlerse, karışmam ama!"
Anısına saygıyla....
Alıntı
O gün Nazım Hikmet ölmüştü..
Can Yücel BBC Türkçe Radyosunda spikerdi..
Nazım'ın ölümünü dinleyicilere duyurma görevi ondaydı...
"Ben bunu okuyamam.. Ben Nazım'ın ölümünü kabul edemem" dedi..
Haberi okumadı...
O gün hiç çalışmadı..
Radyo da yayın yapamadı..
Ertesi gün görevinden istifa ederek, memlekete döndü..
*. *. *
Bakan çocuğuydu..
Cumhuriyet döneminin en önemli bakanlarından birinin hem de..
Çok bakan çoğundan farklıydı..
Çünkü hep geçim sıkıntısı çekti..
Basit yaşamayı seçti..
Malvarlığını soranlara şöyle açıkladı..
1- Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen..
2- Gökyüzünde bir bulut..
3- Bitlis’te beş minare..
4- Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili..
5- Islıkla çalınabilen beş anonim türkü..
6- Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı..
7- Palandöken’de bir palan, bir döken..
8- Kastamonu’nda üç kasto..
9- Üç fay hattı..
10- Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma..
11- Dünyada mekân..
12- Ahirette iman..
13- Denizde kum..
14- Bir çuval gazoz kapağı..
15- Bir kibrit kutusu sigara izmariti..
16- Biri İngilizce, 6 adet küfür..
17- Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht..
18- Anne babadan kalma, yarısı yaşanmış bir ömür..
*. *. *
Türkçe'nin en matrak, en lafını esirgemeyen şairiydi..
Cemal Süreya, onun için “Can Yücel kadar değişik teknikler kullanmış bir başka şairimiz yoktur” derdi..
Şiirlerinde resmen ayar verirdi..
Ağır küfürler ederdi..
“Küfür ve argoyu halk kullanıyor. Yazdığımız şey, halkın nabzı ve ağzı olduğuna göre, küfür de kendiliğinden katılıyor işin içine. Aslında küfür bir özgürlük davasıdır” derdi..
Özgürlüğünü mısralara dökerdi.
“Şiirlerinde küfür etme diyorlar usûlsüz,
Lan bu kadar orospu çocuğunu nasıl anlatayım küfürsüz?”
Her şiirinde kendi ifadesiyle nasıl gol atacağının peşindeydi..
O, Türk şiirinin santrforuydu..
* * *
Şairliğinin yanı sıra, Almanca, İngilizce, Latince ve Yunanca bilirdi..
Çok çeviri yaptı..
Çevirileri başına iş açtı..
12 Mart muhtırasında Mao ve Che çevirileri için içeri attılar..
1974'te genel af ile özgür kalabildi.
Toplumsal sorunları hep gündeme getirdi..
Çarpık düzene mutlaka söyleyecek sözü vardı..
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Türk, öğün, çalış güven! demiş a,
Şimdilerde çalışan parasız, pulsuz
Çalışıyor paralıya
Güvenen varsa, parasına güveniyor
Üstyanı öğün babam öğün!
Dövün babam, dövün!"
*. *. *
Edebiyat kadar içkiye de düşkündü..
İyi rakı içerdi..
“İçim rakı, dışım su" derdi.
Nasıl rakı içileceğini de şöyle mısralara dökerdi.
"Rakı sofrasında susulmaz arkadaş,
Hıçkıra hıçkıra ağlayacaksın..
Arınacaksın gururundan, paşa gibi.
Şerefe ulan diyeceksin..
Şerefsiz Dünyaya inat şerefimize,
Kırar gibi tokuşturup kadehleri,
Gırtlağınla seviştireceksin meyleri..
Gömeceksin kendini şişelerin dibine, ölür gibi
içeceksin!..
Öleceksin arkadaş..
Oturtacaksın karşına geçmişini,
Güle güle küfür edeceksin...
Unutacaksın, unutur gibi içeceksin !
"İçiyorsan Rakıyı öve öve,
Söve söve kusacaksın ne varsa içinde.."
*. *. *
Gırtlak kanserine yakalandığında dostları artık dinlenmesini söyledi..
“Ben şairim, fil değilim.. Azrail'i bir köşeye çekilip bekleyemem. Meydanlarda ölmeliyim" dedi..
"Ömür dediğin üç gündür,
Dün geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür..
O da bugündür." der gibi..
*. *. *
17 yıl önce öldü..
Şiir söyleyerek, rakı içerek, küfür ederek..
Vasiyeti üzerine çok sevdiği Datça'da gömüldü..
"Beni kuzum Datça’ya gömün.
Geçin Ankara’yı, İstanbul’u!.
Oralar ağzına kadar dolu..
Alabildiğine pahalı..
Örneğin Zincirlikuyu’da
Bir mezar 750 milyona..
Burası nispeten ucuz..
Ortada kalma ihtimali de yok..
Hayır dua da istemez..
Dediğim gibi, beni Datça’ya gömün..
Şu deniz gören mezarlığın orda..
Gömü sanıp deşerlerse, karışmam ama!"
Anısına saygıyla....
Alıntı
2 Temmuz 2018 Pazartesi
insan 8 köşeli bir küp olarak bir tepede doğar
ve tepenin eteğinde yaşamı sona erip ölür
doğumundan başlayarak yavaş yavaş büyüyen küp artan ağırlığının , altındaki toprağı aşındırması sonucu yuvarlanmaya başlar
yavaş ve takıntılı yuvarlanması , köşelerinin keskinliğini kaybetmesi sonucu zamanla hızlanır
hızlandıkça önüne çıkanlara çarpması sonucu köşelerindeki yıpranmalar hızını artırır ve köşeleri yok olup top halini alır
artık çok kolay bir şekilde engelleri aşarak yuvarlanması daha da hızlanır
kaybolan köşeler onun tecrübeleridir
aştığı engeller başarılarıdır
aldığı yol birikimleridir
tepenin eteğinin uzaklaşması ise aklıdır
ama sonunda misket olarak ölecektir
akıl, var olmaktır
zeka, aklı var etmektir
8 Mayıs 2018 Salı
7 Mayıs 2018 Pazartesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)